CUMHURİYET ÖNCESİ EĞİTİM


CUMHURİYET ÖNCESİ EĞİTİM


Eğitim, pek çok tanımı yapılabilen bir kavramdır. Hedefi ve konusu insan olan eğitim, kısaca insan yetiştirme sanatı olarak ifade edilebilir. 

cumhuriyet öncesi eğitim ile ilgili görsel sonucu

Bu ise, ancak sistemli bir eğitim sayesinde gerçekleşir. Zira, kişilerin toplum içinde sürekli değişen hayata hazırlanması ve bir ülkenin kalkınması için gerekli olan yetişmiş insan gücünün sağlanmasında önemi büyük olan eğitimin, ayrıca kültür ve medeniyetin gelişmesinde ve nesilden nesile aktarılmasındaki rolü tartışılmaz.Bu yüzdendir ki, eğitim sistemlerinin değişen ve gelişen zamana ayak uydurması ve sürekli kendini yenilemesi gerekir. Bu yapılmadığı takdirde toplumun geri kalması kaçınılmaz hale gelir. Nitekim, Osmanlı’nın geri kalmasının sebeplerinden birisi eğitim ve öğretim kurumlarının kendini yenileyememesidir. 

cumhuriyet öncesi eğitim ile ilgili görsel sonucu

Selçuklularda ve diğer İslam ülkelerinde olduğu gibi Osmanlı Devleti’nde de genelde dine dayanan bir eğitim sistemi vardı. Bu dönemdeki eğitim kurumları çoğunluğu vakıf kuruluşu olan halk çocuklarına mahsus parasız eğitim yapan örgün eğitim kurumları olarak sıbyan mektepleri ve medreseler ile devletin üst kademelerine yüksek idareci yetiştiren Enderun Mektebi  ile bazı askeri mekteplerdi. Bunlardan başka tekke, zaviye, dergah ve cami gibi yaygın eğitim kurumları faaliyetteydi. Osmanlılarda ilk olarak Orhan Gazi döneminde 1330’da İznik’te açılan medreseler daha sonra Bursa ve Edirne’de açılmıştır. Fatih ve Kanuni dönemlerinde geliştirilmiş ve külliye halini almıştır. Medreselere, sıbyan mekteplerini bitirenler giderlerdi ve sadece erkek öğrenciler alınırdı. Öğretim dili Arapça’ydı.  Bu kurumlar başlangıçta ihtiyacı karşılayan ve devrin bilimsel gelişmelerini takip eden kurumlar iken, zamanla bu özelliklerini kaybettiler. 17. yüzyılın sonlarından itibaren batı karşısında ilk toprak kayıplarına uğrayan Osmanlı Devleti’nde bazı yenilik hareketlerine girişildi. İlk yenilikler başlangıçta yenilginin de etkisiyle orduda başlamış ve bu alanda Batılı anlamda askeri okullar açılmıştı. 1826’da II. Mahmud döneminde yeniçeri ocağı kaldırıldı ve eğitim alanında önemli adımlar atıldı. İlköğretim zorunlu hale getirildi, Avrupa’ya ilk kez öğrenci gönderildi. 1831’de ilk resmi Türkçe gazete Takvim-i Vekayi yayınlandı. 1827’de Tıbbiye, 1834’te Harbiye Mektepleri açıldı. Gerilemenin devam etmesi üzerine batının üstünlüğünün kabul edilmeye başlandığı 19. yüzyıldan itibaren Tanzimat döneminde eski eğitim kurumlarının yanı sıra diğer alanlarda da çeşitli seviyelerde modern mektepler açıldı. Bunlar rüştiye, idadi ve sultani adında orta dereceli okullarda Mülkiye  ve Darülfünun (1863) gibi yüksek okullardı. Bu durum ülkede mektep-medrese ikiliğini meydana getirdi. Ülkede ayrıca, azınlık (Rum, Ermeni, Yahudi) ve yabancı devletler tarafından açılan misyoner okulları da faaliyetlerini sürdüren okullar arasındaydı. Farklı din, dil ve kültüre dayalı programlarla farklı zihniyette nesillerin yetişmesine yol açan bu kozmopolit eğitim sistemi, Cumhuriyet dönemine kadar devam etmiştir. Ardından cumhuriyetin ilanıyla eğitimin asıl temelleri atılmıştır.



BATUR ÖZKAN







Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

TINKER TAILOR SOLDIER SPY FİLM İNCELEMESİ

COSPLAY NEDİR? COSPLAY NASIL YAPILIR?

AY TANRIÇASI: ARTEMİS